Bireysel seçimlerimiz ve stilimiz doğrultusunda, az ve öz zamansız seçeneklerden oluşan, kolay kombinlenebilen parçalarla oluşturulan giysi dolabını kapsül gardırop olarak ifade ediyoruz. 1970’lerde Londra'da bir butik işletmecisi olan Susie Faux tarafından ortaya atılan kavram, 1985 yılında Amerikan moda tasarımcısı Donna Karan’nın “Seven Easy Pieces” serisinin başarısı ile gelişti ve yaygınlaştı. Yaklaşık 50 yıl önce ortaya çıkan bu akımın bir parçası olmak için birçok neden var. 

Zaman Tasarrufu Sağlar

Kapsül gardırop bize çok önemli bir zaman tasarrufu sağlıyor. Hem giyeceklerinizi seçerken hem de giysi satın alırken, gardırobunuzda ne olduğunu ve neye ihtiyaç olduğunu biliyor olmak hızlıca ihtiyacınızı almanıza yardımcı olur. Giyecek bir şeyiniz olmadığını düşünerek giysiler içerisinde kaybolmanıza engel olur. Sabah hazırlanırken gün içinde ne giyeceğinizi seçmek sizin için çok daha kolay olacaktır.

Daha Sürdürülebilir Bir Yaşam

Kapsül gardırobunuz için, çoğunlukla yıllarca giyeceğiniz, kalite ve modası geçmeyecek zamansız parçalar seçmeniz gerekir. Bu durumda çok fazla kıyafetiniz olmadığı için sahip olduğunuz her parçayı giyersiniz ve aldığınız hiçbir ürün boşa gitmez ve yıllarca dolap içerisinde giyilmeyi beklemez.

Sadeliğin Getirdiği Rahatlık

Vermeye kıyamadığınız bedeninize uymayan kıyafetler, tarzınızı yansıtmayan bir kere giydiğiniz ve dolapta yıllardır bekleyen elbiseler, tüm bu giysilerle vedalaştığınızda hem siz hem de dolabınızın hafiflediğini hissedeceksiniz. Kaliteli ve bakımı kolay ürünler seçerek, sadelikle gelen rahatlamayı yaşayacaksınız. 

Para Biriktirebilirsiniz

Hızlı modanın her gün önümüze çıkardığı farklı akımlar ve ürünlerle vedalaşmak, alacağınız az ama öz parçalara yaptığınız yatırım uzun yıllar boyu bu giysileri kullanabilmenizi sağlayacak. Aynı zamanda, çabuk yıpranan, hızlı moda ürünlerini almayarak tasarruf da sağlayacaksınız. Kapsül gardırobunuz için seçeceğiniz ürünleri ikinci el mağazalardan da alabilirsiniz.

Nereden başlayacağım diye düşünenler, öncelik mevcut durum analizini yapmakla başlayabilirler. Sahip olduğunuz her parçayı gözden geçirin ve düzenli olarak ne giydiğinizi ve nelere asla dokunmadığınızı değerlendirin. Her giysi parçası için kendinize sorun: Bunu en son ne zaman giydim? Eğer son 6 ayda giymediğiniz bir parça ise, bu parçanın gardırobunuzda durmasına gerek var mı değerlendirin. Aktiviteleriniz, yaşam tarzınız, çalışma hayatınız en çok hangi parçaları kullandığınıza ve hangi parçaların kapsül gardırobunuzda bulunması gerektiğine dair size birçok ipucu verecektir. 

Artık en çok neyi sevdiğinizi anladığınıza göre, kapsül gardırobunuzu planlamaya başlayabilirsiniz! Dolabınızda bulunacak parçaların adetlerine karar verin. Bu sayılar yaşadığınız iklime, yaşam tarzınıza ve ne sıklıkla çamaşır yıkadığınıza bağlı olacaktır. 

Herhangi bir kurala uymak zorunda değilsiniz, sizin için en iyi olanı yapın. Beyaz, siyah, gri, lacivert veya krem gibi farklı nötr renklere sahip bir renk şeması seçebilirsiniz. Bu renkler, diğer renklerle ve birbiri ile uyumlu olacaktır. Kıyafetlerinizin vücut tipinize uygun olması gerektiğini unutmayın. 

Kapsül gardırobunuza girecek ürünleri planladıktan sonra, içine dahil etmek istemediğiniz tüm kıyafetlerinizden kurtulma vakti geldi. Sevmediğiniz, üzerinize tam oturmayan, renk paletinizde olmayan ya da tarzınız olmayan her şeyi ayırın. Bu giysileri sevdiklerinize verebilir, ikinci el mağazalarda satabilir veya bağışlayabilirsiniz. 

Halihazırda sahip olduklarınızla kapsül gardıroba başlamak çok daha sürdürülebilir ve tasarruflu olacaktır. Ayrıca gardırobunuza ekleyeceğiniz ürünlerin yüksek kaliteli, tercihen ikinci el veya sürdürülebilir markalardan satın almanızı öneriyoruz çünkü kıyafetlerinizi daha sık giyeceğiniz için daha uzun süre dayanması gerekecektir. 

Türkiye gibi dört mevsim ikliminde yaşanan bölgelerde, gardırobunuzda sadece mevsiminde olan kıyafetleri tutmalı, diğerlerini ise evde farklı alanlarda korumalısınız. Yıl boyunca mevsim değişikliklerine göre dört farklı kapsül gardırobunuz olması hayatınızı kolaylaştıracaktır.